Organize cürüm örgütü önderi olmakla aranan Sedat Peker’in Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’den rüşvet istendiğine yönelik tezlerinin yankıları sürüyor.
Sedat Peker, eski Sermaye Piyasası Şurası Lideri Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun kendisine bir sorun nedeniyle ulaşmaya çalışan Sineren’in kardeşi AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’na yönlendirildiğini sav etmişti. Peker, ayrıyeten vekil Taşkesenlioğlunun da Sineren’i bir danışmanlık şirketine yönlendirdiğini ve Sineren’den 12 milyon dolar rüşvet istendiğini öne sürmüştü. Halk TV’nin yayınına katılan Tozlu, Peker’in söylediklerini doğrularken rüşvet argümanlarında ismi geçen Cumhurbaşkanı Danışmanı Korkmaz Karaca da sıhhat sıkıntılarını münasebet göstererek istifa etti.
Skandalın ortaya çıkmasının akabinde muhalefet partileri argümanlarla ilgili farklı ayrı cürüm duyurusunda bulundu, fakat İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Sineren’in telaffuzlarına yönelik “SPK’nın ihbar dilekçesi üzerine” soruşturma açtı.
Gözler bugünkü AKP MYK toplantısında
AKP’li bir milletvekili ile Cumhurbaşkanı danışmanının da isminin karıştığı rüşvet tezlerinin ortaya atıldığı günden bu yana AKP’de sessizlik hakim. AKP’li yetkililer bu hususta bir açıklama yapmazken soruları yanıtlamaktan da kaçınıyor. Bağlantı Başkanlığından da şimdi bu hususta bir açıklama yapılmadı. Fakat kulislerde birtakım AKP’li milletvekillerinin bu süreçten rahatsızlık duydukları ve bu rahatsızlıklarını da etraflarına aktardıkları belirtiliyor.
Öte yandan Zehra Taşkesenlioğlu’nun partisinden istifa etmek için teşebbüste bulunduğu lakin şimdi bu hususta resmi sürecin başlamadığı da konuşulan tezler ortasında. AKP’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bugün toplanacak Merkez Yürütme Konseyi’nde (MYK) rüşvet argümanlarını ayrıntılı bir biçimde masaya yatırması bekleniyor. Süreçten rahatsız olan vekillerin MYK’da bu görüşleri lisana getirebileceği de öne sürülüyor.
Muhalefet: Yargı süreci sağlıklı formda işletilmeli
Muhalefet ise yargı sürecinin bir an evvel sağlıklı bir formda işletilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. DW Türkçe’nin sorusunu yanıtlayan TBMM Küme Lideri İsmail Tatlıoğlu, yaşananları “tam bir çürümüşlük” tabiriyle kıymetlendirdi. Tatlıoğlu, “Eğer çok süratli, vicdanları rahatlatacak bir yargı süreci başlamazsa kabahat örgütünün varlığı algısı haklılık kazanır” dedi.
İddialarla ilgili savcılığa başvurduklarını hatırlatan Tatlıoğlu, “Yargı süreci işletilmezse ne olur?” sorusunu, seçim sonrasını işaret ederek “Bugün görmezsek yarın savcılar bu süreç için kesinlikle çalışacak, hukuk kesinlikle işleyecek” kelamlarıyla yanıtladı. Sırf son birkaç gündür yaşananlar değil son 10 yıldır bu ve bunun üzere tezlerin gündeme geldiğini kaydeden Tatlıoğlu, “Suç işleyen AK Partili ise ödüllendiriliyor, bir muhalifse yıldırım süratiyle cezalandırılıyor” tabirlerini kullandı.
“Çok geniş bir ağ var ve nereye gideceği kestirilemiyor”
HDP TBMM Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş da cürüm kanıtlarının kimilerinin paylaşıldığına dikkat çekerek “Şu ana kadar danışmanın istifası dışında hiç kimse konuşmadı. Bir sessizlik hakim” dedi. Bu sessizliği “Evet, bir manada söyleyecek kelamımız yok” biçiminde yorumlamanın mümkün olduğunu kaydeden Beştaş, kelamlarını “Bu da kabul manasına geliyor fakat bugüne kadar ilgili hiç kimse soruşturulmadı” biçiminde sürdürdü.
Parti disiplininin sürece el atmadığını da tabir eden Beştaş, “AKP’lilerin bir kısmı rahatsız olabilir lakin bu rahatsızlıklarını söz edecek bir yer olmadığı için korku duydukları için susabilirler” diye konuştu. Çok geniş bir ağın olduğunu ve bu geniş ağ nedeniyle kimsenin açıklamasının nereye gidebileceğini kestiremediğini de kaydeden Beştaş, yargının, cumhurbaşkanlığının, BDDK’nın soruşturmalar açması gerektiğini vurguladı.
“Fakat, yapmama iradesi şu anda çok net bir biçimde gösteriliyor. Bilakis muhalefete saldırmayı tercih ediyorlar” diyen Beştaş, “En uygun savunma, akındır teziyle hareket ediyorlar” sözünü de kullandı.
“AKP’li vekiller de çok rahatsız, lakin lisana getiremiyorlar”
DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin de AKP’deki sessizliği “İş üstünde yakalanan bir iktidarın kendisi, işin paydaşı olduğu hususta seessiz kalması kadar olağan olamaz. Biz kendisini olayın dışında görmüyoruz” kelamlarıyla yorumladı. Suçlanan şahısların AKP’de üst seviye şahıslar olduğunun altını çizen Şahin, “Topyekün bir paklık harekatı gerekiyor” dedi. Hukuk önünde hesap verecek bir kamu idaresi anlayışına gereksinim olduğunu tabir eden Şahin, bir an evvel sorumluların bağımsız yargının önüne çıkarılması gerektiğini söz etti.
“2014 yılında mevcut iktidardan ayrılışlarının temel sebeplerinden birisi de siyasi etik yasası ile çok rantın vergilendirilmesi maddelerinin çıkarılması talebimizin kabul görmemiş olmasıdır” diyen Şahin, Erdoğan’ın bu talepler karşısında “İl Lideri bulamazsınız” dediğini kaydetti. Şahin, “Dünyanın hiçbir yerinde yolsuzluk yapanlar ülkemizdeki kadar korunmuyor, savcıların bu kadar suspus olduğu bir devir hiç olmadı” diye konuştu.
AKP’li milletvekillerinin bir kısmının da bu yaşananlar karşısında reaksiyonlu olduğunu lisana getiren Şahin, “Bazı arkadaşlarla görüşüyoruz. Bizden 10 kat daha fazla rahatsızlar. Olup bitenin farkındalar” dedi. Buna rağmen bu vekillerin yansılarını kamuoyu önünde lisana getiremediğini de vurgulayan Şahin, “Bazı vekiller de ister istemez kendileri de işin içerisinde olunca tam manasıyla burada bir soruşturma başlatılması noktasında talebi açıkça dillendiremiyorlar” biçiminde konuştu.
“Cumhurbaşkanından işaret gelmedikçe açıklama yapamazlar”
Saadet Partisi Genel Lider Yardımcısı Bülent Kaya ise “İktidar partisi, cumhurbaşkanından işaret gelmediği surece açıklama yapamaz” argümanında bulundu.
“AKP’nin her zamanki üzere ‘kol kırılır yen içinde kalır’ anlayışıyla hareket ettiğini” savunan Kaya, argümanların yargı kademesinde bir süre sürüncemede bırakılma ihtimalinin olduğuna dikkat çekti. Tezlerin tüzel bir sonucunun olmayabileceğini kaydeden Kaya, “Ancak siyasi sonuçları kesinlikle olacaktır. Tıpkı 17/25’in akabinde dört bakanı yine aday yapmadıkları üzere kamuoyunun gözünden uzaklaştırdıkları isimler olacaktır” dedi.
