Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde, 28 Ekim günü Ali Akbaba (50) isimli şahıs, takside tartıştığı Seyhan Gözer’i (44) başından vurarak öldürdü.
Taksi sürücüsü hastaneye gitmek isterken, Akbaba emniyete gitmesini istedi. Polise teslim olan Akbaba, adliyeye sevk edilirken gazetecilere, “Bu bir namus problemi.” diye bağırdı.
DHA’nın haberine nazaran; cezaevine gönderilen Akbaba, hakkında tasarlayarak taammüden öldürme cürmünden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istemiyle dava açıldı.
Davanın görülmesine Kocaeli 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.
Duruşma salonunda Ali Akbaba, hayatını kaybeden Seyhan Gözer’in oğlu F.T. ve avukatlar hazır bulundu.
“Ben maktulü çok seviyordum”
Savunma yapan Ali Akbaba, şu tabirleri kullandı:
“Böyle bir cürümle karşınıza geldiğim için üzgünüm. Yapmamam gereken bir şey yaptım. Bu bir kazadır. Ben maktulü çok seviyordum. Taksiciyi, olay öncesinde taksi olarak daima kullandığım için 5-6 aydır tanırım. Olay planlı değildi. Maktul olay günü sabah 07.00 sıralarında beni 3 defa aradı. Ben ona sürpriz yapmak istediğim için açmadım.
“Bir anda elime vurunca silah patladı”
Taksiyle meskeninin önüne gittim. Birlikte taksiye bindik. Takside tartışmaya başladık. Bana hakaret etti. Biz tartışınca taksici, ‘Ben aile ortasına girmek istemiyorum’ diyerek aracı durdurdu ve indi. Araçtan biraz uzakta beklemeye başladı. Taksici indikten sonra bizim tartışmamız alevlendi. 5-10 dakika boyunca tartıştık. Sonra olay meydana geldi. Ben taammüden ateş etmedim. Silahın emniyet düzeneği bozuktu. Bir anda elime vurunca silah patladı. Seyhan vurulduktan sonra ben kendi başıma sıkmak istedim. Silah tutukluk yaptı.”
“Annem için 4 kez uzaklaştırma kararı çıkardık”
Annesinin sanık tarafından daima tehdit edildiğini anlatan F.T. ise, şu kelamları kaydetti:
“Olay öncesinde yaşanan bir sürü olay var. Olay öncesinde annem için 4 defa uzaklaştırma kararı çıkardık. Polise 4-5 kere şikayetçi olduk, ama kimse hiçbir şey yapmadı. Sonucunda bu olay oldu. Ben olayın kazayla olduğunu düşünmüyorum. Bilerek ve isteyerek yapmıştır. Şikayetçiyim.”
“Ölsün karakola gidelim dedi”
Tanık olarak dinlenen taksici Süleyman Yılgın ise, şu kelamları kaydetti:
“Hareket ettikten sonra sanık gideceğimiz adresi söylemedi. ‘Sağa dön, sola dön’ halinde beni yönlendirerek yolu tanım etmeye başladı. Saraylı Mahallesi’ne gittik. Maktul, ‘Sakın dediği yere gitme. Bu beni öldürecek’ dedi. Ben bunu duyunca aracı durdurdum. Araç durur durmaz, bayan kaçmak için kapıyı açtı. Lakin sanık onu tutarak kaçmasını engelledi. Bu sırada araçtaki tartışmayı gören birisi yardıma geldi. Arkadaş benim yanımdaki cama eğilerek ‘Ne yapıyorsun?’ diye sordu. O esnada sanık silahı çıkarıp bayanın başına ateş etti. Silahın ateşlenmesinin üzerine ben araçtan indim. Yardıma gelen arkadaş da uzaklaştı. Sanık aracın öbür tarafından inerek silahla uğraşmaya başladı. Ya bana ya da kendisine ateş edecekti. Ben o sırada bayanın nabzını denetim ettim. Nabzı atmıyordu. Ben araç içerisinde bayanın sanığa küfrettiğini duymadım. Sanığa, ‘Ağabey tahminen yaşıyordur, kurtarırız. Hastaneye gidelim’ dedim. O da, ‘Yok, ölsün karakola gidelim’ dedi. Bunun üzerine otomobilde bayanla birlikte karakola gittik.”
Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, öteki şahitlerin dinlenmesi hedefiyle duruşmayı 28 Eylül’e erteledi.
